Yemen'in başkenti Sana, 2023 yılında kaydedilen en kanlı olaylardan birine tanıklık etti. ABD'nin düzenlediği hava saldırısıyla şehirde sular durulmadı. Yemen hükümetine bağlı yetkililer, gerçekleştirilen hava saldırısının sonuçlarını açıkladı; bu saldırıda 12 kişinin yaşamını yitirdiği ve çok sayıda yaralının olduğu belirtildi. Olayın ardından şehirde büyük bir panik ve kaos yaşandı. Yerel halk, bir anda ne olduğunu anlayamazken, sivil savunma ekipleri yaralılara yardım etmek için seferber oldu.
ABD, Yemen'deki saldırılarının arka planında terörle mücadele stratejisini öne çıkardı. Ancak bu durum, birçok Avrupa ve Orta Doğu ülkesinden gelen eleştirileri beraberinde getirdi. İnsan hakları örgütleri, sivil hedeflere yönelik bu tür saldırıların kabul edilemez olduğunu vurguladı. Ayrıca, ABD'nin müdahale gerekçesinin daha çok siyasi olduğunu düşünen bazı uzmanlar, bu tür saldırıların bölgedeki karışıklığı daha da artırabileceğine dikkat çekti.
Yemen'deki çatışma, 2014 yılından bu yana devam eden iç savaşın bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. Husi milisleri, ülkenin kuzeyinde kontrolü elinde bulundururken, Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyon güçleri ise Hadi hükümetini destekliyor. Bu karmaşık yapı, dış müdahaleleri de beraberinde getiriyor ve her geçen gün çatışmaların şiddetini artırıyor.
Olayın ardından Birleşmiş Milletler ve birçok insan hakları kuruluşu, yaptığı açıklamalarda, hücumların doğrudan sivil hedeflere yapılmasının savaş suçları kategorisine girdiğine dikkat çekti. BM, Yemen'de süregelen insani krizi ve sivil kayıpları önlemek adına uluslararası toplumun daha fazla sorumluluk alması gerektiğini ifade etti. Gözlemciler, fırtınalı bir ortamda silahlı çatışmaların son bulması için diplomasi ve diyalog yolunun tercih edilmesi gerektiğini savunuyor.
Öte yandan, bu tür hava saldırılarının, bölgedeki insani durumu daha da kötüleştirdiği ve sivillerin hayatını tehlikeye attığına dair raporlar da artıyor. Yemen, aslında halihazırda bir insani felaket yaşamaktadır. Ülkedeki açlık, cephaneliklerde tüketime dayalı olan gıda kaynaklarının azalması ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği gibi pek çok sorun, gündelik yaşamı zorlaştırıyor.
Ilımlı bir çözüm arayışlarının sürmesi beklenirken, yerel halkın acıları daha da derinleşiyor. Uluslararası topluma düşen, bu durumu daha fazla sürdürülebilir hale getirmek ve Yemen’de barışı sağlamak amacıyla somut adımlar atmaktır. Tam bu noktada, barış süreci için bütün tarafların bir araya gelmesi ve çeşitli uzlaşma yöntemlerinin geliştirilmesi hayati önem taşımaktadır.
Son saldırı ile birlikte hem Yemen halkı hem de uluslararası kamuoyu, yaşanan olayların sona ermesi konusunda baskı yapmaya devam ediyor. Yönetimlerin, bu çatışmadan bir an önce çıkar sağlamaktan çok barış yaratma çabalarının öncüsü olmaları bekleniyor. Zira, her geçen gün artan ölümler ve yaralanmalar, savaşın dehşetini tekrar gözler önüne seriyor.
ABD’nin Sana’ya düzenlediği saldırı, yalnızca bir trajedi değil, aynı zamanda savaşın getirdiği derin yaraların bir başka kanıtıdır. Bugün yaşananlar, gelecekte yaşanacak olaylar için de bir uyarı niteliği taşımaktadır. İhtiyaç duyulan, insan hayatına saygı duyan bir diyalog ortamıdır; yoksa çatışmalar durmadan devam edecek ve masum hayatlar daha fazla kaybolacaktır.