Bir dövme sanatı meraklısı olan ve içindeki sanatsal tutkuyu vücuduna yansıtarak kalıcı bir iz bırakmak isteyen bir kişi, keşfettiği dövme stüdyosundaki sanatı beğenmedi. Ancak dövmenin beklediği gibi çıkmadığını düşünen genç, hayal kırıklığını kabullenemeyerek stüdyonun sahiplerine yönelik sert tehditler savurarak olayı daha da büyütmeye karar verdi. İşte bu süreç, o gencin aşırı tepkileri ve toplumsal normları aşan davranış biçimleri ile beklenmedik bir cinayete varacak bir trajediye dönüştü.
Olay, şehrin en popüler dövme stüdyolarından birinde gerçekleşti. Müşteri olarak gelen 25 yaşındaki adam, istediği dövmenin sonuçlarını gördüğünde tam anlamıyla hayal kırıklığına uğradı. Dört saatlik bir oturumdan sonra ortaya çıkan dövme, istediği gibi olmayınca, stüdyo sahiplerine karşı son derece agresif bir tavır takınmaya başladı. “Bunu affedemem, bana bunu nasıl yaparsınız?” diyerek sahibi olduğu stüdyoya yönelen öfkesi tahammül sınırlarını aştı. Yetkililerin verdiği bilgiye göre, bu genç adam dükkan sahiplerine telefonla tehditler savurmuş ve bilerek ya da bilmeyerek yaydığı korku atmosferi ile dikkatleri üzerine çekmişti. Bütün bunların ardından, kendine bir tür ceza kesmek için dükkanın kapısına dayanarak, durumu daha da tehlikeli bir hale getirmek istiyordu.
Geçen hafta gerçekleşen olayda, genç adamın sesi, yavaş yavaş dükkanın içine dolmaya başladı. Sinirli bir tavırla dükkanı basan saldırgan, yaşadığı hayal kırıklığını ve öfkeyi bir tür intikam arayışıyla birleştirerek, dibinden tereddüt etmeden tabancasını sokakların ortasında ateş etti. Dükkanın içindeki müşteriler ve çalışanlar büyük bir panik içerisindeydi. Tabancanın patlaması ile birlikte, çok sayıda kurşun, dükkanın iç duvarlarına isabet etti ve herkes büyük bir dehşetle kaçmaya başladı. Olaya tanıklık eden insanlar, bu tür bir saldırının yaşanabileceğini asla düşünmemişti. Sadece bir dövme yüzünden yaşanan bu saldırı, dövme sanatının ne kadar tehlikeli bir alan olabileceğini de gözler önüne sermekteydi.
Polis ekipleri, olay yerine intikal ettiklerinde durumu kontrol altına aldı. Saldırgan, olay yerinde kaçmaya çalışırken tutuklandı ve yapılan sorgulamalar sonucunda neden böyle bir eyleme giriştiği öğrenildi. “Bu dövme benim kimliğimi yansıtan bir şeydi, fakat istediğim gibi çıkmadı ve ben bu durumu kabullenemedim,” diyerek tehditlerini gerekçelendirmeye çalıştı. Ancak adalet mekanizması, bu tür bir davranışı asla hoş karşılamayarak tüm süreci soruşturmak üzere derinlemesine bir incelemeye koyuldu.
Olayın ardından dövme stüdyosu sosyo-kültürel bir tartışmanın odağı haline geldi. Müşteriler ve dövme sanatçıları arasında bu tür olayların tekrarlanmaması için önlem alınmasını talep eden bir kampanya başlatıldı. Sosyal medya kullanıcıları, bu tür aşırı tepkilerin dövme sanatı üzerindeki etkisini tartışmaya açtı. “Sanat bir tepki ya da öfke aracı olmamalı, sanatı kucaklamak ve kutlamak gerek!” ifadeleriyle, sektördeki sanatçılar ve meraklıları, dövme sanatının özünü korumak adına birlik oluşturmaya başladılar.
Sadece bir dövme yüzünden bu tür aşırılıklara varacak davranışların önünde durulması gerektiği aşikar. Toplumun her kesiminde, böyle olumsuz ve yıkıcı eylemlerin yaşanmaması için daha fazla farkındalık oluşturulması gerekmekte. Olay, dövme yaptırmanın sadece fiziksel bir eylem değil, aynı zamanda psikolojik bir süreç olduğunu da gözler önüne seriyor. Önemli olan, yapılan sanatın kendisiyle barışık olabilmek ve hoşgörü göstermek. Umarız ki, bu tür üzücü olaylar bir daha yaşanmaz ve dövme sanatı, sevgiyle ve saygıyla karşılanan bir dal olarak yoluna devam eder.