Sosyal medya platformları, günlük yaşantımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Özellikle gençler, videolar ve içerikler üretme yarışına girdikleri bu dijital dünyada, dikkat çekmeyi ve takipçi sayısını artırmayı hedefliyor. Ancak teknoloji ve sosyal medya bağımlılığı, bazı gençlerin hayatlarını tehlikeye atmasına neden olabiliyor. Son günlerde yaşanan bir olay, bu durumun ne denli tehlikeli olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Video çekmek uğruna hayatını feda eden bir genç, sosyal medya dünyasının karanlık yüzünü yüzümüze vurdu.
22 yaşındaki Ahmet, sosyal medya platformunda popüler olma hayalleriyle dolu bir gençti. Arkadaşlarıyla birlikte çektiği eğlenceli videolarla başladı her şey. Kısa süre içinde hızla büyüyen takipçi sayısıyla kendine bir hayran kitlesi oluşturdu. Ancak, bu popülaritenin getirdiği baskı ve beklenmedik beklentiler, genç Ahmet'i daha da tehlikeli içerikler üretmeye itmeye başladı. Olayın patlak vermesi aniden gerçekleşti. Arkadaşlarıyla birlikte video çekerken yüksek bir yerden atlama fikrini ortaya attılar. Bu, sosyal medyada sıkça karşılaşılan bir içerik türüydü. Ancak Ahmet, bununla birlikte yaşama arzusu ile canına kastedecek bir tehlikeyi de peşinden sürüklemiş oluyordu.
Sonrasında, hepimizin umutsuzca beğeniler almak için riskli eylemlerde bulunduğunu biliyoruz. Ahmet, bir anlık dikkat çekme kaygısıyla düşmeye karar verdi. Arkadaşlarının kameraları önünde, hayatını riske attı. Videonun çekimi sırasında yetersiz bir güvenlik önlemi ve yüksek bir yerden atlayış, korkunç bir şekilde son buldu. Arkadaşları, düşüşün ardından hemen yardım çağırdı. Ancak geç kalan sağlık ekipleri ve yaşanan panik, sonucu değiştirmedi. Ahmet, videonun içinde kaydedilmiş son anlarında hayatını kaybetti. Sosyal medya dünyası, bu tür olayların yaşanmaması adına çeşitli adımlar atsa da, bu tür trajedilerin önüne geçebilmek her zaman mümkün olamıyor.
Bu olay, sosyal medyanın gençlerin psikolojisindeki etkisini ve beraberinde getirdiği riskleri bir kez daha gündeme getirdi. Gençlerin, ''beğeni'' sayısının, belki de hayatlarından daha önemli hale geldiği bu çağda; ebeveynlerin ve toplumsal bilincin, gençleri bilinçlendirme konusunda daha aktif rol alması gerektiğini ortaya koymaktadır. Teknolojinin sağladığı bu geniş imkanlar, sağlıklı bir şekilde yönlendirilmediğinde can yakıcı sonuçlar doğurabiliyor. Ergonomik ve akıllı cihazların, internetin ve sosyal medyanın hayatımızdaki yeri çok değerlidir; ancak dikkatli bir kullanım şarttır.
Ahmet'in hayatını kaybetmesi, birçok gencin bir an önce bir şeyler yapmak istemesi ve dikkat çekme arzusuyla sürüklenip gidebileceği tehlikeleri temsil ediyor. Video cenneti haline gelen sosyal mecralarda, hatalı eylemler peşinde koşarken bazen hayatın ne kadar değerli olduğunu hatırlamakta zorlanıyoruz. Bu tür olayların yaşanmaması için tüm toplumun bir bilinç geliştirmesi, gençleri daha sağlıklı bir şekilde yönlendirecek yaklaşım ve çözümleri hayata geçirmesi gerekmektedir. Bilinçli gençler, sosyal medyanın sunduğu fırsatları daha sağlıklı bir biçimde değerlendirme şansına sahip olacaktır.
Ayrıca, eğitim kurumları ve aileler, gençlerin bu konudaki farkındalığını artırmak adına daha fazla sorumluluk almalı. Riskli davranışların teşvik edilmediği, sağlıklı dijital bir çevre yaratılması gereklidir. Her bireyin hayatının önemli olduğunun ve bir video için hayata alternatif olmadığını akıldan çıkarmamak gerekir. Ahmet'in hikayesi, belki de bir uyanışın başlangıcı olur ve genç nesil, tehlikeye atılmadan önce bir kez daha düşünür. Sosyal medya aracılığıyla dikkat çekmek yerine, güvenli ve sağlıklı içerikler üretmeye yönelmek çok daha değerli olacaktır. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması dileğiyle, Ahmet gibi gençlerin ışığını kaybetmemek adına dikkatli olup, sosyal medyanın zararlarına karşı savaş açmalıyız.